Ey Dostluk ve aşk yolunda yürüyen canlar,
Zahida Hakkı ararsan Hakka burhandır gönül,
Ara bul Hakkı gönülde beyt-i rahmândır gönül

 

Aşk ile yanıp, yanmayalım nâr-ı cahime
Mevt ermeden evvel girelim dâr-ı naime
Beyt-i Hak olan zaviye-i kalb-i selime
Mihmân olup Allah diyelim Hû diyelim Hû
 
Dilden çıkarıp meşgale-i hubb-i sivâyı
Can gözlerin açıp görelim fevk-i ûlayı
Her yüzde temaşa edelim vech-i Hüdâ’yı
Hayrân olup Allah diyelim Hû diyelim Hû
 
İşte böylesine hayran olup Allah diyen Hak aşıklarından Bâli baba Tekkesi müntesibi, Destan-ı Aşık u Ma’şuk yazarı Bizim illerden, Sofya’dan Aşık Hıfzi’nin sözlerine Tanburî Mustafa Çavuş Hisarbûselik köçekçesi 187. Mestmp3 suretinde ikramımızdır.
 
Cenâb-i Allah kullarını aşk-ı hakikiye alıştırmak/eriştirmek için bazen
mecazi aşktan hisse bahşeder. Ayşe’yi Ahmed’e, Ali’yi Fatma’ya sevdirir.
Bir taraftan sevilmesini istediği kimseye bir cazibe, bir güzellik verir ki zavallı aşık
gayri ihtiyari/ister istemez pervane gibi O’nun etrafında döner, diğer taraftan aşığa da yanmak yakılmak, inlemek, feryad etmek için kuvvet bahşeder…
 
Bülbül senin gülşen senin, aşığınım hayli zaman,
Dîl muntazır teşrfine gel amman amman…
 
Zülüflerin ve meydanın  ötesindeki manaya eren canlara selam olsun huu
 
Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş.
Yüksek müsaadelerinizle
 
Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun
huzur bulasınız efendim