Aşkın elinden gözyaşı çağlayana,
Aşksız âlemde âdem olmanın imkânı yok
Dert devâdır aşıka, bîdertlerin dermânı yok
Hazreti azizimize sual eylesek, yolumuzun esaslarından olan günah (iş)/işlenen mekanlara yaklaşmamak hususunda nefsi zayıflatıp ruhu güçlendirmek için hangi yolu tavsiye ederler acep?
Günahlardan kurtuluşun en suratli/kısa yolu muhabbetullah ve cemalullaha aşk ve şevk ile bağlanmaktır. Bu ise aşk yolunda Allah için, ölümü ve sonrasını çokça düşünmek, gecelerini ibadetle ihya etmek mahlukata şefkat göstermek, hüsn ü zan beslemek, şehvet, kin ve kötü fikirlere karşı sabretmekle elde edilir. Hep dersiniz de niçin ısrarla aşkı tavsiye edersiniz erenler? Aşk kalblerde bir ateştir ki mahbubtan, mâşuktan başka ne bulursa yakar. Suretteki ateş de ne bulursa yakar. Herşeyi temiz kül yapar. Kendine benzetir. Gönülde bulunan aşk ateşi de gönüldeki mâsivayı yakar, çer çöp pislik kalmaz. Geçmiş günahlarınızın hepsi hayatta iken affolunur. Çünkü ateş-i aşk ile yandınız. Savaşta şehid olanlar bir defa ölür ve tenden kurtularak can âlemine ulaşırlar. Fakat âşık her nefeste ölür ve ölüm sayısı bilinmez. Elverir ki, Hazret-i Mâşûk aşkını verir de bir anda temizleniverirsiniz.
Her daim aşk aşk dersiniz de kande varalım aşk illerine?
Sonsuz olan hayat nehrini görünce, kâsedeki suyunu, yâni şu fânî ömrünü, sonsuzluk nehrine kat! Su, hiç nehirden kaçar mı? Kâsedeki su, nehir suyuna karışınca, orada kendi varlığından kurtulur, nehir suyu hâline gelir. Böyle olunca, o kâsedeki suyun vasfı, sıfatı yok olur da, zâtı kalır. Artık bundan sonra o ne eksilir ne kirlenir ne de kokar.
Anlayamadık azizim?
Efendimiz aleyhisalati vesselam, cennet ağaçlarından birine rastladığınızda, onun gölgesinde oturunuz ve meyvelerinden yiyiniz. Buyurunca ashab hemen sorar: –Yâ Rasûlallâh! Bu hâl, dünyada iken nasıl mümkün olur? “Gerçek bir âlime tesadüf ettiğinizde, cennet ağaçlarından birine rast gelmiş olursunuz.” buyurdular. Dünyada ilim ve zikir ehlinden bir ârifle karşılaşırsanız, işte O söz konusu cennet ağaçlarından biridir kardeşim, meyvasını yiyemesiniz bile gölgesinde oturun.
Böylesi bir hazretin huzurunda bulunmak bize ne kazandırır?
“Velîlerin sözleri âb-ı hayatla dolu, saf, dupduru bir ırmak gibidir. Fırsat elde iken ondan kana kana iç de gönlünde mânevî çiçekler, güller açılsın.” buyurmuş Hazreti Pirimiz Mevlâna. İşte Hak dostları da, öyle bir cennet ağacıdır ki asırlar boyu yanık gönülleri feyizli gölgesiyle serinletmiş ve hâlen de serinletmeye devâm etmektedirler. Onların hikmet ve ibret dolu nasîhatleri, hakîkate meftûn gönüllerin gıdâsıdır. Cennet ağacı misâli olan mürşid-i kâmilin varlık ağacından dört nehir fışkırır: sudan nehir (ilim), baldan nehir (marifet), sütten nehir (ruhani zevk), şaraptan nehir (aşk). Bu bulunuş ile manevi nehirlerlerinden müstefid olursunuz, hiç olmadı nefsin kasıp kavuran rüzgarından, fırtınasından ,yakıcı güneşinden, hevasından kurtulmuş olursun.
Mevlam böylesi Hak dostlarından, hâl ve dahi makam sahiplerinden olmayı, en azından gölgelerinden faydalanmayı, sohbetlerinden gıdalanmayı nasib eylesin.
Aslında hakikat daima ayandır gün gibi ortadadır erenler…
Ama gaflet ve masiva perdesi ile biz onları göremeyiz değil mi?
Arasıra bir ihsan şimşeği çakar gece karanlıkta şimşek çaktığında etrafın bir an için görünüp kaybettiğimiz gibi işte hal sahipleri olan zevatı kiram o gönül şimşeği ile bazı hakikatleri bir an için görürler ama kaybederler onlara hal saihibi denir.
Bizim gibi görmeyenlere zaten gafil derler o ayrı
Hal sahibi olanlar özellikle aşk şimşeği ile görenler…bunu bir şimşekle değil de aşk lambası aşk nuru ile devamlı görenlere makam sahibi derler, görüyor ama şeriatten uzaklaşmıyor hani varya bazıları
namaz müptediler içindir biz namazı geçtik yakine erdik diyorlar ya öyle değil… Erbabı makamat böyledir ermiştir ama şeriat dairesinde vesselam
Bir taraftan 196. Mestmp3 olan uşşak ilahiye kulak verirken canlar, bir de dua buyursanız dedem?
Hiç değilse eşlik ettiğimiz salavatı şerifler hürmetine, Ümîd-i bî-nevâyı defter-i uşşâkına kaydet, Budur senden niyâz-ı kalb-i şeydâ yâ Resûlallah… Yâ ilâhi, gönül âlemlerimizi, Peygamber vârisi Hak dostlarının feyz, rûhâniyet ve irşadlarıyla âbâd eyle! Bâri Teala’nın aşkıyla ateş fıçısına benzeyen o kâmil insanların gönlünü kazanan, gönlüne giren, nazargah-ı ilahiye mazhar olanlardan eyle, Erenlerin nazarı toprağı gevher eder, erenler kademinde toprak olanlardan eyle, aşk ile hu diyelim huu…
Vakt-i şerif, Cuma, ömür ve şahsiyetlerimiz,
ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola,
Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola
Şefaat û nebi cümlemize nasib ola efendim
Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız…
Ben size nasıl teşekkür etsem azdır. Allah sizden razı olsun. Allah sizi en sevdiğinin manasından ayırmasın, sizi en sevdikleriyle haşreylesin. Bu güzel Cuma gününde bu güzel yazıyı okumak nasip oldu. Rabbim Aşkını nasip etsin, muhabbetinden ayırmasın inşaAllah.
Efendimiz ve ashabına Rabbimin yarattigi zerre miktarinca salat-u selam olsun.
Saygı, selam ve dua ile. .
Yasemin
Zihnimizi kurcalayan bir çok soruya bu sohbetle cevap bulduk elhamdülillah.Allah-ü Teala aşk nasip etsin cümlemize.