Âteş-i Aşk



Durman yanalım âteş-i aşka
Şû’le verelim âteş-i aşka

Evvel aldandım, pek kolay sandım
Kat-be-kat yandım âteş-i aşka

Aşk ile geldim, meydane girdim
Bağrımı koydum ateş-i aşka

Aşk eri ölmez, sırdır söylenmez
Yanmayan bilmez âteş-i aşka

Bî-ser ü bî-pâ, derd-i dil ara
Yana gör câna âteş-i aşka

Lezzetin bilmez, haldir anlanmaz
Yanan usanmaz, âteş-i aşka

Dîde-i giryan, ya dîl-i sûzan
Durma sen de yan âteş-i aşka

Terk ede kâli, inle Hayâlî
Yak perr ü bâli, âteş-i aşka


Hz. İbrahim Gülşeni efendimizin mahdum-u mükerremleri ve halifesi Ahmed Hayâli-i Gülşeni buyuruyorlar ki:

Durman yanalım âteş-i aşka
Şû’le verelim âteş-i aşka
Aşk ateşine yanmadan adam olunmaz, onun için hiç vakit geçirmeden, durmadan hemen aşk ateşine yanmaya bakalım ve biz yanalım ki aşk ateşi alevlensin, parlasın, şule verelim ateşi aşka. Yananlar olmasa aşk ateşi söner. Aydınlatmak için aydınlanmak lazımdır, yakmak için yanmak lazımdır.

Kendi kendine yürüme istikameti vermeden, kafandan icad etmeden çünkü istikamet ancak Allah’ın emrettiği istikamet üzere olursa doğrudur. Hakkın razı ve memnun olduğu her şeyi nefsinin arzu ve isteklerinden üstün tutabiliyor ve bunları hayatında uygulayabiliyorsan istikamet odur işte…

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ Artık emrolunduğun gibi istikamette bulun… [Hûd, 112]

Bî-ser ü bî-pâ “başsız ayaksız” (Hamzavi Melamî fukarasının mezar taşlarına da bu isim verilirdi)… Kafanı, ilahi hükümlerden gayrı, kendi kendine istikamet vermede kullanmadan istikamet üzre ol, aşırılıklardan kaçınarak istikamet üzere olmak, Kur’ân’ın ilk sûresinde (Fatiha) Allah’ın bize öğrettiği dua içinde hedef olarak gösterilmiştir.

Akl kurban kun be piş-i Mustafa
“Hasbiyellah” gu ki Allahumme kefa
Dest-ra ender Ehad-u Ahmed bi-zen
Ey birader, vare ez Bucehl-i ten.
Akıl Muhammed Mustafa’nın önünde kurban olsun; “Allah bana yeter” de, Allah sana yeter. Ey kardeşim tek olan Allah’a ve Hz. Ahmed Muhammed Mustafa’ya el ver onlara sıkıca yapış ki ten Ebu Cehlinin elinden kurtulasın. [H
z. Pir Mevlana]

Kendine derd-i dil ara”, gönül derdi ara… Nefsin derdi çoktur, bitmez ama çok çabuk kavuşulur. Nedir nefsin dertleri, midesi guruldar, yemek yedirirsin biter; ne olacak yani tıka basa doyursan, tokluğun çok çok 8 saat ömrü vardır, sonra gene için kazınmaya başlar. Kendine nefis derdi arama gönül derdi ara, bir sevgi, bir sevgili ara… Yana gör cana, Ey benim canım kardeşim yan ki adam olasın!

Aşk eri ölmez…Çünkü aşk hayvanlığa ait bir hal değildir. Nefs-i hayvani aşık olmaz, Ruh-i sultani aşık olur. Ölen hayvan imiş aşk ehli ölmez.

Dide-i giryan dili suzan
Durma sen de yan ateş-i aşka

Gözünden yaş eksik olmaya… Ya biz bu dünyaya hep ağlamaya mı geldik. Hayır, ağlamak her zaman acıdan, memnuniyetsizlikten midir? Coşarsın ilk taşma, ilk damladır, gözyaşı şeklinde olur. Her ağlamak acıdan dolayı değildir, böylesi bir ağlayış makbuldur. Gönülde ateşli olmalıdır, dili suzan…

Bunun için ne yapmak lazımdır: “Terk ide kâli” lafı dedi koduyu dırdırı terk etmek lazımdır. Yani bu işler hal işidir, kâl işi laf işi değildir.

İnle Hayali, yak perr ü bali ateş-i aşka

Perr ü bal kol kanat demek. Biliyorsunuz pervane, kelebek mumun, ışığın etrafında döner, ateşin cazibesiyle döner sonunda kolu kanadı canı feda eder ateşe, ışığa yapışır, yanar. Yanınca ne olur… Kendi de ateş olur. Onun için aşk ateşine yanmaktan korkmamak lazımdır. Hiç olmazsa bir işe yararır, belki biri aydınlanır…

 

Reklam

One thought on “Âteş-i Aşk

Söyleyecek sözüm var...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.