Selam olsun


Bir söz bekleyene,
Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, mü’minlere çok şefkatli, çok merhametlidir. [Tevbe:128]

Buyurmuşsun kim yansa aşkınla bulur sevdâ
Olur âşıklarına vasl-ı di
̂dârın salâ Yâ Râb

Ayırma bizi yârın sohbeti vasl-ı likâsından
Eni
̂simiz ola tâ kim Muhammed Mustafâ Yâ Râb

Hak Teala ser-levha ayet-i kerimede kendi isimlerinden olan, “Raûf:çok şefkatli ve Rahîm:pek merhametli” sıfatlarını Habibi Kibriya Efendimize de vermiştir ki, önceki peygamberlerden hiçbiri bu sıfatların ikisine birden mazhar olamamıştır. Elbette Cenâb-ı Hakkın “âlemlere rahmet” olarak gönderdiğine layıktı bu makam… Hem öyle bir rahmet ki, her varlık O’nun hürmetine yaratıldı ve O’na olan muhabbeti nispetinde Hak katında kıymet buldu.

Birgün Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “Allâh’ım, ümmetimi koru, ümmetime merhamet et!” diye yalvararak ağladı. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: “–Ey Cebrâil! -Rabbin herşeyi daha iyi bilir ama- gidip kendisine niçin ağladığını sor.” buyurdu. Cebrâil -aleyhisselâm- geldi. Rasûlullâh Efendimiz ona, ümmeti için duyduğu endişe sebebiyle ağladığını bildirdi. (Hazret-i Cebrâil’in dönüp durumu haber vermesi üzerine) Allâh Teâlâ:

“–Ey Cebrâil! Muhammed’e git ve O’na: «Ümmetin husûsunda Sen’i râzı edeceğiz ve Sen’i asla üzmeyeceğiz.» müjdemizi ulaştır.” buyurdu. [Müslim, Îmân-346]

Hak Teâlâ Hazretleri (şu âyetle) ümmetim için bana iki emân indirdi: 1. Sen aralarında olduğun müddetçe Allâh onlara (umûmî bir) azap indirmeyecektir. 2. Onlar istiğfarda bulundukları müddetçe, Allâh onlara azap etmeyecektir. [Enfâl, 33]

Ben aralarından ayrıldığımda, (Allâh’ın azâbını önleyecek ikinci emân olan) istiğfârı kıyâmete kadar ümmetimin yanında bırakıyorum. [Tirmizî, Tefsîr-8/3082]

Unutmayasınız erenlerim, bir mü’min, -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in muhabbetini dâimâ gönlünde taşırsa, umulur ki Cenâb-ı Hak onu cehenneminden âzâd eder, Rasûlü’ne muhabbetle dolu o gönlü ateşe atmaz.

O’na can û gönülden salât ü selam getirmek, biz günahkar ümmetinin Efendimiz’le bir bağ kurmasının yollarından biridir… Dil ne söylerse kalp onu duyar. Kalpten ve zihinden ne geçerse dil onu mırıldanır. Dili ve kalbi salât ü selâma alıştırmak gerekiyor. Sadece boş zamanlarda değil, seher ve teheccüd vakitleri gibi özellikle tayin edilmiş hususi zamanlarda da onunla gönlümüzü O’na uzatmalı…

Ya Habiballah, Seni ve sevgiyi yaratan, seni habîbullah kılan, seni bizim de sevmemizi isteyen Rabbim, sevenlerin ayrılık derdini hafifletmek, onları hasretin dayanılmaz girdabında çaresiz bırakmamak için salavât-ı şerîfeyi bir can simidi gibi uzatıvermiş, “Ey mü’minler! Allah da, melekler de Muhammed’e salavât getirir. Ona siz de salâtü selâm getirin!” buyurmuş [Ahzâb, 56] Böylece görünmez telgraf telleriyle sana ulaşmayı kolaylaştırmıştır. Sana salavât-ı şerîfe getirmenin hazzıyla bahtiyarız. Medine’ye doğru uçurduğumuz salavât güvercinlerinin mübarek ravzana vardığını, şebeke-i Muhammediyye’nin parmaklığına konduğunu, senin onları sıcacık göğüslerinden tutup okşadığını görür gibi oluyoruz. Sana salâtü selâm getirdikçe taze can buluyoruz.

Ya Resûlallâh visâlin bezmine şâyeste kıl
Ta gönül olsun şarâb-ı aşkın mestânesi

Ey yüzünün baharı ile ömrümü tazeleyen, yeşerten sevgili! Benim canım da, herkesin canı da, aşk tesirine kapılarak yaptıgım islere şaşırıp kaldı!Ey padişahlar padişahı, ey benim sultanım; ey benim sultanımın sultanı! O yanık olan canımı ateşlere attın, yaktın! Yalnız yeryüzündeki insanların değil, gökyüzündeki meleklerin bile canı olan sevgili; ey denizlerdeki balıkların adını andıkları, tesbih ettikleri eşsiz varlık! Dünyada görünen bütün güzelliklerde, her güzel yüzde senin nurundan bir nur, bir iz, bir tatlılık bulunan güzeller güzeli! Aşk güneşinin parlaklığı ile şu değersiz toprağım, şu naçiz bedenim gizli bir altın hazinesi oldu; her tarafa uçan düşüncem, ışığınla, nurunla kanatlandı!Sen’in lütuf kucagında bir çeng gibi nağmelerle doluyum; yavaş vur da, tellerim kopmasın! Can bahçesine rahmetinin ilkbaharı gelince, dikenler ya güller arasında kayboldu, yahut da bütün dikenlerim gül oldu! Beni yokluktan var eden, beni yaratan, her an beni söyletmede! Sonunda da, beni söyleten kerem buyurdu da bütün sözlerim O oldu! [Hz. Pir Mevlana]

Günahlarıma karşı bir temizlik başlatır içimde, adını anmak… Yolunu kaybetmişlere, kafası karışmışlara rehberdir adın! Adını her duyuşta taşlaşmış kalpler yumuşar, şahlanmış duygular sükunet bulur… Ya Habiballah, adının geçtiği her satır okşadı kalbimi… Ya Muhammed sallallahu aleyhi vesellem… İsm-i pâkin dünyadan kopardı beni, dertlerimi indirdi sırtımdan, zümrüd-ü anka’ya bindirdi bedenimi… Ey Sultanı Rusûl, Ey ashabının bağlılığını “Anam babam sana feda olsun” diyerek ifade ettiği Server-i Enbiya! Aşkın mahrum dünyanın zilletine katlanan canlar adedince, aşkınla yanan aşıkların adedince, sonsuz nurun misali sonsuz selam olsun sana, selam olsun sana, selam olsun…

Benim çaresiz aşk derdime çare Sensin!
Derdimin dermanı sensin Ya Muhammed Mustafa
Canımın cananı sensin,
Gönlümün sultanı sensin,
Fikrimin irfanı sensin,
Ya Rasulallah Meded [275. Mestmp3]

Bu aciz kulunu eyleme kâfile-i aşktan cüdâ
Bakıp noksânıma affınla et rahminle atâ Yâ Râb

Ya ilahi gönüllerimizi Nûr-i Muhammedî ile, ömürlerimizi hal-i Muhammedî ile nurlandır, bereketlendir. Bir gece hükmünde olan şu dünyadan bizleri de Sen’in rızana ermiş bir âşık-ı sâdık olarak âhiret sabâhına ulaştır ve Habibine vuslatın lezzeti ile mütelezziz eyle!

Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân,

Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma, Veladet-i Nebi, irtihal-i Nebi, Hicret-i Nebi kokan şol Rebiülevvel-i şerif, ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola,

Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,
Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler

Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .

Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;
Yüksek müsaadelerinizle

Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim

Reklam

4 thoughts on “Selam olsun

  1. Yanan kalbe devasın sen, bulunmaz bir şifasın sen
    Muazzam bir sehasın sen, dilersen rehnümasın sen
    Habîb-i Kibriyasın sen, Muhammed Mustafa’sın sen
    Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah

    ***
    Gül açmaz çağlayan akmaz, İlâhi nurun olmazsa
    Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa
    Firak ağlar,visal ağlar, ezel mestûrun olmazsa
    Cemalinle ferahnak et ki yandım Ya Rasûlallah

    ***
    bu satırları yazan nasıl yazmış? Allah allah!…
    Bu ne sevgi bu ne muhabbet bizlere nasip et yarabbi diyesi gelir insanın.Rabbimize sonsuz hamd ederim bize böyle bir peygamber gönderdiği için.

  2. Hâkine sürmek için ne yüzüm, ne da imkanım var,
    Tahsîs-i şefâat kebâir ehline imanım var,
    Ancak beni kurtaracak bir ulu sultanım var,
    Aman ey kân-i şefâat, pek büyük isyanım var.
    Ey bâd-ı sabâ uğrarsa yolun semt-i Harameyne,
    Ta’zîmimi arzeyle Rasûlüs-sekaleyne…

  3. efendim cumanız mübarek olsun…..bir söz beklercesine sabahın seherinden bu yana siteye baktım durdum..cuma sohbetlerine o kadar tiryaki oldukki dört gözle bekliyoruz …Rabbım RAZI OLSUN..bizlere okuduklarımızı idrak etmeyi nasip etsin…aradaki naat ve ilahi de çooook güzel olmuş ..sanki duyguları tekrar ediyor….ahhhh…

Söyleyecek sözüm var...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.