Tarîk-i Kâdirîyye’den Habib Baba Dergâhı’ndan tesmiye:
Erzurumlu Kolağası Ali Rızâ Bey (v. 1930)
Kerküklü Fâiz’in (v. 1897) “vardır” redifli gazeline tahmis:
Benim erbâb-ı Hak’la lâhza lâhza sohbetim vardır
Kelâm-ı hikmet-ârâdan hemîşe lezzetim vardır
Geçip zevk u safâdan çünki Hak’la ülfetim vardır
Ne kesb-i mal içün sa’y ü ne câhe rağbetim vardır
Kanaat çok yaşasun sayesinde râhetim vardır
Bulup bir lezzet-i rûhânî dâim seyr ile serde
Nice bir ârif ü kâmil bununla erdiler derde
Nasîb olmaz bu in’âm-ı Hudâ dünyâda her ferde
Şikeste kâsemi sultâna vermem onda perverde
Taâm-ı emn ü asâyîş gibi bir ni’metim vardır
Girip râh-ı Hudâ’ya aşk ile bir merd-i nâlânım
Gönül şehrinde müstesnâ karîb-i şâh-ı devrânım
Şerâb-ı vahdeti içtim onunçün mest ü hayrânım
Yok ise genc-i mâlım hükümrân-ı mülk-i irfanım
Sevâd-ı a’zâm fakriyle kenz-i vahdetim vardır
Riyâ-yı ucb ile yoktur benim meylim ibâdete
Desâis hîlelerle rağbetim yoktur kerâmete
Benim efkâr-ı ulviyyem esîr olmaz kabâhate
Kader âhir beni sevk etti iklîm-i hârâbate
Emekdârım o bâb-ı âlîde çok hizmetim vardır
Hudâ’ya gitmek râhını bildinse eğer âmilsen
Nedendir hilkatin fehmeyledinse hem de kâmilsen
Rızâ bildinse nefsin sen kitâbullahı hâmilsen
Hevâ u hırs u nefs ü ekl ü şürbe Fâizâ kulsan
Utan bunca esâretle deme hürriyetim vardır
Özünde muhabbet cûş eyleyenlerden süzülen mânâdan hisseyâb olmaklığımız içün cümlesi ervâhına, demine devrânına el-fâtiha ihsân buyrula