Gussadan mahlas dilersen ey gönül
Adını dîvân-ı aşka yazdır
Mâlumâliniz, din, pedagojik bir süreçle müntesiplerinde oturmuş bir kimlik inşâ eder. Bu kurum insanı yükselten ve ilerleten bir yapı olmak itibâriyle kuşa benzetilebilir. Nasıl ki kuş yükselir ve ilerler dinin de yolundan gidenleri hedefe vardıracak “muhabbet” ve “mükellefiyet” diye iki kanadı vardır.
Dünyaya hâkim olmuş din anlayışı sadece mükellefiyetlerin yerine getirilmesine, emir ve yasaklar mecmuası ağırlığına saplanıp kalmıştır. Lâkin dinin muhabbet tarafı olmayınca sadece mükellefiyetler insanı dinden soğutur. Bugün toplumun hali budur; soğuk ve ruhsuz.
Hayatı neyin bereketlendirdiğini, bir topluluğun istikametini nelerin hayırda tuttuğunu unutur hale geldik. Dinî vecibeleri yerine getirmek zaten her inanan insanın görevi lakin ille muhabbet ille muhabbet…
Maddenin kasıp kavurduğu bu soğuk iklimden kurtulmak adına günlerin efendisi olan Cuma gecesi göklere yayılacak bir “salâ”, bir izhâr-ı muhabbet, bir insan sedâsı, sadece tekrarlanan cümlelerden ibaret değildir.
Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!
Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Habiballah!
Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!
Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Hayra Halqillah!
Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!
Bu salâdan, selamlamadan sâdır olan şuâlar vardır. İşte herhangi bir minareden bu nidâ yükseldiğinde, bir takım varlıklar sayesinde yüksek bir enerji açığa çıkar. Açığa çıkan bu mânâ insanın kalbini tatmin eder, nefsinin makamını yükseltir! O itminân ile adam olmaya, Hazret-i insan ile yol ve gidişatımızı bir eylemeye yollar açılır. O ki:
عند ذكر الأولياء تنزل الرحمة
“Evliyânın, salihlerin anıldığı yere rahmetim yağar”
buyuruken O’nun Habîbinin adı bir fazla anılsa ne olur. O zaten bize bizden yakın amma bu hatırlamadan, bu zikirden bizi o şuura yükseltilecek feyizler yağar.
Muhabbetinin izhârı niyetiyle, O’na yakınlaşmaya vesile olsun diye, ism-i şeriflerinin yâd edildiği, güne, haftaya, ömre, kente, alemlere, nurundan yayılan “taze bir gündem” teşkili, “yeni bir kimlik” inşâsı için harekete geçmeye davet ediyoruz.
Nazımızın geçtiği, hatrımızı kırmayacak canlardan; siz azîz dostlarımızdan, bu hususta gayrete gelmenizi önemle rica ederiz.
İşbu satırların sahibinin ve dâhi gönül bağladığı makamın sizlerden dileği, okuyup geçilmesi, beğenilmesi değil paylaşılması ve en azından kayıtlı, yasal bir kanaldan başvuruda bulunulmasıdır.
Meselemiz budur; “Perşembeyi Cumaya bağlamak” Bazı günler var ki damlaya damlaya gül oluyor…
Şimdi “bir benim dilekçem” ile “bir kişinin başvurusundan” ne çıkar denilebilir ama yarın damla damla ummân olduğunda sevenleri arasında adınız kalır efendim…
O kulaklar önce fethin sembolü İstanbul’da, ardından bulunduğunuz şehirde Cuma Salâsı’nı duyacak, O’nun adına susamış gönüller “O’nun şerab-ı tahûr”undan kana kana içecek inşâallah, sizlerin de gayretleriyle…
İkilikten edip azad, teselli kıl, tecelli kıl ne olur Yâ Rab!
Eyâ alemlerin şâhı, tecelli kıl, teselli kıl
Gönüller burcunun mâhı tecelli kıl, teselli kıl
Habîbine bizi kıl yâr, muhabbet şem’ini uyar
Eyâ Leyli-sıfat dildâr tecelli kıl, teselli kıl
Bu Merkezî kulun candan, seni ister yine senden
Açıp hüsnün nikâbından tecelli kıl, teselli kıl
Uzun lafın kısası ne istiyoruz; örnek dilekçe metnini posta yoluyla veya aşağıdaki elektronik kanallardan muhatabına ulaştırınız, lütfen ertelemeyiniz, ihmâl eylemeyiniz!
Cumhurbaşkanlığı;
https://basvuru.tccb.gov.tr/Forms/pgDefault.aspx
BİMER; E-devlet veya
http://www.bimer.gov.tr/Forms/pgApplication.aspx
Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’na elektronik ortamda Bilgi Edinme Kanunu kapsamında “Neden böyle bir uygulamanız var” diye de soralım
http://www.diyanet.gov.tr/tr/bilgi-edinme
HÂMİŞ:
Senlik de yokdur, benlik de bizde;
Zerrât-ı âbız bir tek denizde!
Sâhi bu denizde, lüzümu hâlinde “biz” diyeceğimiz kaç kişiyiz erenlerim? Benler büyürken bizler azalmış mı bir bakalım…
Sayım var, maktada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
ÖRNEK DİLEKÇE METNİ:
Yeniden düzenlenebilir cuma_sala_dilekce
Doğrudan çıktı alabileceğiniz cuma_sala_dilekce
*****
NİHAYET GECESİ SÜMBÜL, TÜRKÇESİ BÜLBÜL KOKAN CÂNIM İSTANBUL İÇİN GÖNÜLLER SULTÂNININ MURÂDI GÜL OLDU; 4 ŞUBAT 2015, 26 REBİÜL ÂHİR 1437 PERŞEMBE’Yİ CUMA’YA AŞKLA BAĞLAMAYA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EYLEDİK.
Ta ezelde Nûr-ı Ahmed incilâsı okundu
Arş u ferşi işbu nûrun istilâsı okundu
Oldu hayrân hep melekler Sırr-ı Nûr-i Ahmed’e
Her birinden ism-i pâkin ibtilâsı okundu
Ol Muhammed Ahmed ü Mahmûd u Hâmid ü Hamîd
İsminin her dilde ancak l’tilâsı okundu
Hakk teâlâ çün buyurdu: “Kullarım etsin salât”
İnd-i Hakk’ta evvelen nâm-ı bâlâsı okundu
Farz-ı ayndır müminine bil salavât okumak
Âlem-i lâhütta zikr-i muallâsı okundu
Beş asır bu Belde-i Tayyibe âsumânında
Şâh-ı risâlet için ta’zim salâsı okundu
Bir zaman nisyanla gaflet eyledikse el-amân
Şefâat kânının melce-i vâlâsı okundu
Hamdulillah lutf-ı Hakk’la bahş olundu bizlere
Şimdi emr-i ilâhînin isti’lâsı okundu
Geldi “Himmet-i Murâdi” târihi tâm oldu bak
“Islambul’a Leyle-i Cuma salâsı okundu”
700+737=1437 ile Mahvî dilinden Murâdî gönlünden tarih düşürülmüştür.
Müjde olsun mü’minîne bak ne ra’nâ fermân oldu
Bunca sene sonra salâ şehre lutf u ihsân oldu
Çeşminden dü sürûr yaşı çıktı Mehvî dedi târih
“Cuma gecesi salâsı İstanbul için şân oldu”
Oldu oldu Diyanet İşleri Başkanı talimat verdi.
Bundan sonra okunacak her yerde okunacak.
Çok şükür.. Herkese teşekkürler …
Gönderdik İnşELLAH niyetimiz olması yönünde.
Biz Niyetimizi koyalım da gerisi Ellah celle celaluhu …
Hayırlı olur inşallah ben bir ses verdim. Benim için büyük, ama Cuma Sala’sı için küçük bir adım attım. Niyet hayır, âkıbet hayır olur inşallah.