Düşüncenin üzerine düşünce


Uzak illerde anlatılan yakın bir hikâye biliyorum.

Uzak bir yerlerde kalpataru denen bir ağaç vardır: “Dilek ağacı” demektir. Bir gezginin yolu tesâdüfen! oraya düşer. Adam yorgundur, ağacın altına oturur. Ve çok aç olduğu için: “Burada biri olsaydı, yiyecek isterdim. Fakat kimse görünmüyor” diye düşünür. Yiyecek fikri zihninde
göründüğü anda, yiyecek aniden belirir.

Adam çok aç olduğu için nereden geldiğini düşünmez bile; hemen yer. Sonra uykusunun geldiğini hisseder ve: “Keşke şuracıkta bir yatak olsaydı” diye düşünür ve yatak belirir. Fakat yatağa uzanınca adamın içini inceden bir düşünce kemirir: “Neler oluyor? Burada kimseyi görmüyorum. Yiyecek geldi, yatak geldi belli ki üç harfliler bana bir şeyler yapıyor…”

Birden belirenler belirir ve o zaman korkar ve: “Ahanda şimdi beni öldürecekler!” diye düşünür. Ve hayatına son verir!

Varlığın işleyiş yasasında değişmeyen bir kural vardır: Düşünce tohumdur, maddeye kadar yolu vardır. Hayaletleri düşünürsen, ortaya çıkacakları kesindir.

“Kardeşim sen düşünceden ibâretsin. Geriye kalan et ve kemikten ibârettir. Düşüncen gül ise gülistan olursun. Diken düşünürsen dikenlikte sayılırsın…” Böyle bir tohumu “Tohum düşünce ağaç surettir. Tohumda diken ve gül bir arada idi; toprak onların makamını gösterdi.” diyerek böyle güzel suladı Cenâbı Mevlevî!

Düşündüğün şeyi göreceksin: Düşmanları düşünürsen onları vâr edeceksin, dostları düşünürsen onlar belirecek. Seversen, dört bir yanında sevgi gülleri biter; nefret edersen, nefret dikenleri belirir.

İnsan, topraktan bir çanak anten; ilgi ve enerjisiyle büyüttüğü, düşünmeye devam ettiği her şey “çekim yasası” gereği yerine getirilecektir.

Hiçbir şey düşünmezsen, o zaman sana hiçbir şey olmaz. Her düşünce pozitif ve negatif bir kutba sahiptir, aynı elektrik gibi. Eğer negatif kutba sahipsen, öteki tarafta pozitif bir kutup yaratılır. Bu otomatiktir.

Eğer korkuyorsan, öteki derhal içinde seni ezme, sana eziyet etme arzusunun doğduğunu hisseder. Korkmuyorsan, karşıdakinin arzusu tamamen yok olur. Bu yalnızca insan için böyle değil hayvanlarda da durum aynıdır. Doğru hal içinde kalabilirsen -dikkatin dağılmadan, sessiz, her ne olursa olsun içinde hiçbir fikir yükselmeden her şeyi saf tanığı olarak- o zaman etrafındakilerde de hiçbir fikir oluşmayacaktır.

Bu hikâye buraya kadar…
Ama dinlemeye meraklı bir can oldukça masallar bitesi değil

Köylünün biri, baltasını kaybetmiş. Komşusunun oğlundan şüphelenmiş çünkü çocuk, bir hırsız gibi konuşuyor, yürüyor ve öyle davranıyormuş.

Ertesi gün, tarladaki âletlerin arasında baltayı bulmuş.

Sonra aynı çocuğu yine görmüş; bütün diğer çocuklar gibi normal konuşuyor, normal yürüyor ve öyle davranıyormuş.

İyi veyâ kötü olan bir şey yoktur; öyle düşünmek, onları öyle yapar!
[W. Shakespeare, Hamlet]

Bu dünyanın en büyük mûcizesi, düşüncenin gerçekleşmesidir…

İnsan mı dünyanın içinde yaşıyor, dünya mı insanın içinde yaşıyor? Dünyâyı olduğu gibi değil olduğumuz gibi görürüz.

Gören gerçektir, görünenler ise hayâl hükmündedir, bir bir gelip geçer…

Madde, ruha hissettirilen hayâlse, âlem perdesindeki anlık görüntü, kendi hayâlimizdir…

Hissesi kendine düşe•ne:
İYİ Düşün
DOĞRU Ol
GÜZEL G•ör

Hoş… dışarda gördüğün, içerde ördüğündür!
Muhabbetle güzeller güzeli…

Söyleyecek sözüm var...

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.