Hayatın tuhaf paradoksu, kendimi ancak olduğum gibi kabul ettiğimde değişebileceğimdir.
[C. Rogers]
Kabul etmedikçe hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Reddetmek, suçlamak sizi kurtarmaz sâdece mevcut hâli baskılar. Şikayet, şikayet edeni mağdur eder şikayet edileni değil!
[C. Jung]
Tam dönüşüme doğru ilk adım farkındalıktır diğer adımsa kabul etmek… Öyle ya dalgaları durduramayız ama sörf yapmayı öğrenebiliriz…
Her sabah, rüyanızı olduğu gibi kabul ederek uyanıyorsunuz değil mi?
Geriye dönüp yeniden uykuya dalarak onu değiştirmek için mücâdele etmiyorsunuz ya?
Aynı şekilde içinden geçen bu gündüz rüyasını da olduğu gibi kabul et.
Şimdi olandan başka alternatif bir şimdiki an muhaldir.
Demem o ki hayat filminin keyfi “memnuniyet” patlağıyla çıkar güzeller güzeli…
Her türlü zevki kolayca kabul ederken
Benlik olanca gücüyle acıyı reddeder
Çünkü acıyı bile isteye kabul etmek
Geçirgen olmayı hiç de sevmeyen
Benlik duvarının inkarı demek
Ve benlik gerçek mutluluğun önünde
Sahte perde olarak durduğundan
“Acıyı yürekten kabul eden”
Mutluluk pınarlarını serbest bırakır
Demedim mi sana güzel âşık:
“Bu bir rızâ lokmasıdır…”
Mihneti kendine zevk itmededir âlemde hüner
Gam u şâdî-i felek böyle gelir böyle gider
[E. Vâsıf]
Her sûreti kabul eden bu engin açıklıkta
Şimdi derin nefeslerle kendimize dalalım
Sessizliğe daha fazla kıymayalım
Sessizlik sesin yokluğu değil
Sessizlik senin yokluğun
Azap veren filmi birlikte zevk edelim:
Gerçek burada
Ve gerçek olmayan da
Hepsi yerli yerince sahnede
Ne varsa sadece sensin
Uzaklardan bulanık geçen
Net görüşle yakında beliren
Hepsi sensin hep•sen
Varlık komasından çıktın
İnsan transını kırdın
Fişin çekildi
…
Ego sınanır
Ruh deneyimler
Neye ben demeyeceğini bildin ya
Artık sakin ol
Sadece dansı izle
Deneyimin tadını çıkar
“Ayrı-farklı-başka” efsanesinin
Devri geçti artık
Geçti artık
Mâdem geçenlerden geçmeyi zevk ediyoruz bir kere
Toplandık merhaba
Dağıldık elveda
Geçiciliğe alışmak için
Sanki her yeni gün
İçinden geçiyoruz bir daha
[Abdal Kadrî]
Nasıldı o ruhdan okunan uşşak şarkı:
Her mevsim içimden gelir geçersin
Sen vefâsız yolcu, kalbim virân edersin
Merhabâ demeden elvedâ dersin
Her mevsim içimden gelir geçersin
Evet bu bina yıkılmak için imar oldu…
Sâdece kenarda izliyorum
Ve nehir habire akıyor
İşler eninde sonunda düzelir
Çamur dibe hep geri döner
Kuru yapraklar uçuşur
Ve akış aniden kristal berraklığında
İşler uzun süre kararsız kalamaz
aslî hâline dönmese olmaz
bağlasan da duramaz
“Var görünenin yokluğu”
varlığın geçmeyen yasası
şimdi de böyle okundu
Muhabbetle güzeller güzeli