Bayram hediyyesi

Görmüyorlar mı ki etraflarında bulunan insanlara saldırılırken, can güvenlikleri yokken,Biz Mekke’yi güvenli, emin bir belde yaptık.Hâlâ mı batıla inanıp Allah’ın nimetlerini inkâr edecekler? [Ankebût:67]

dr_necati_ozturkNice yıldızları bağrına basan gökyüzü, hadsiz kenarsız büyüklüğü ile Allah’ın kudreti etrafında bir değirmen taşı gibi döner durur. Ey can! Sen de böyle bir Kabe’nin etrafında dön! Ey dilenci; sen de nimetlerle dolup taşan böyle bir sofranın etrafında dolaş! Kainatı yoktan yaratan Allah’ın aşkı ile mest oldun! Artık elin ayağın bir işe yaramaz. Bu yüzden sen onun aşk meydanında elsiz, ayaksız top gibi yuvarlan! Etten, kemikten bir yığın, bir gölge varlık olan bedeni değil de gönlü dönen dolaşan can, dünyanın canı olur; gönüller kapan bir güzel haline gelir. Baştan başa gönül kesilen, gerçekten aşık olan kişi pervane olur da aşk mumlarının etrafında döner durur. Çünkü onun maddi varlığı, bedeni balçıktan yaratılmıştır ama, gönlü ateştendir. Her cins kendi cinsine meyleder. Her yıldız göğün etrafında döner. Çünkü cins cinsi ile anlaşır, onunla sâfa bulur, huzura kavuşur. Mıknatıs nasıl demiri çekerse, benlikten kurtulan, yok olan kişi de yokluğa kapılır, yokluğun çevresinde döner, dolaşır. Ey zavallı insan! Senin varlığın Hakk’ın varlığı önünde yoktur. Yoktan ibarettir. Sen var gibi görünen bir yoksun. İşte bu hakîkati anlarsan şaşılıktan kurtulursun.[Hz. Pir Mevlana]

Bu bayram sizlere, ev sahibi ile arayı iyi edip Rahman’ın misafirlerine hüsn-ü muaşeret ile hizmet eden, ezelde takdir buyurdukları ihvanına himmet eden, bir güzel Hazret-i insan: Dr. Necati Öztürk hocamızla şehirler anasında, insanın taş kesilmesin diye taşın can kesildiği, Beytül atik, Kabe-i Muazzama’ya dair yapılmış bir sohbeti ikram etmek diledik.

Yoldaki duraklarda teselliniz Hak Dost’un vefası olsun; hem emin olun hasrete dayanamayan vuslata da dayanamaz! Hak dostun güzelliği güzelliğiniz olsun da ömür bayram olsun ya huu
bayram_ikrami

Sevr Mağarası’nda

SEVR MAĞARASI

Mescid-i Haram’a 3 km. uzaklıkta Mekke’nin güneybatısında yaklaşık 800 metre yükseklikteki zirvesine ulaşmak 2 saati bulan Mekke’nin adedi yüzlerce olan dağlarından bir dağ. Yar-i gar-i refik olan,el mülekkabi bil atik Cenab-ı Ebubekr-i Sıddik hazretleri ile üç gün boyunca istirahat buyurdukları EL-SETTAR esmasının tecelligâhı pek mübarek yeryüzü parçası..

Mekke müşrikleri gruplar halinde her tarafta Peygamberimizi aramaya koyuldular, bulamadılar. Bulana yüz deve vereceklerini ilân ettiler. Her tarafı arıyorlardı. Hatta bunlardan bir kısmı mağaranın ağzına kadar gelmiş, o kadar yaklaşmışlardı ki, adımlarının sesi içerden duyuluyordu. Hz. Ebû Bekir endişelenmeye başladı Peygamberimize, kulağına eğilerek, “Düşmanlar çok yaklaştı, o kadar ki, ayaklarının dibine bir baksalar bizi görecekler” dedi. Peygamberimiz ona cevap verdi:
“Hüzünlenme, Allah bizimle beraberdir.”

Hatta o sırada mağaranın kapısına kadar gelenlerden biri mağaranın içine girip aramak istemiş. Umeyye b. Halef ona:
– Orada ne işin var? Aklını mı yitirdin. Baksana Muhammed doğmadan önce orada örümcekler ağ germiş, kuşlar yuva yapmış, dedi ve içeriye girmesine engel oldu.  Tarih kitaplarının sözünü ettikleri mağara mûcizeleri bunlardır.

Peki bize düşen nedir? Allah bir kulunu korumak istedikten sonra onun sebeplerini de yaratır. Konu ile ilgili Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyuruluyor:

“Eğer siz ona (Allah’ın Resûlüne) yardım etmezseniz (bu önemli değil); Allah ona yardım etmiştir. Hani kâfirler onu iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke’den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı, O, arkadaşına, üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu. Bunun üzerine Allah ona (sükunet sağlayan) emniyetini indirdi. Onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah’ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir.” [Tevbe:40]

Biz de 4 Rebi’ül-evvel 1431 (18 Şubat 2010) ‘de Mekke Ümmü’l Kura üniversitesinden Tarih Doktoru pek muhterem Necati ÖZTÜRK hocamızla Harem-i pakinde bir sabah namazını müteakip düştük yola… iki saatlik zorlu bir tırmanıştan sonra vasıl olduğumuz mağarada tam da Resulu Kibriya Efendimiz’in yattığı yere O’nun yattığı şekilde fakirin dizlerine başını koyarak uzandı hocamız ve müjdeledi bizleri:

Burada “La tahzen innallaha meana” sırrına erenler dünya ve ahiret gamından kederinden uzak olur, hazret ağlayarak dua etti fakirin aminleri siz müslüman gönüllere de ulaşsın diye ikram buyurmak istedik.

Ve ekledi. Şu küçücük mağara yeryüzünde Efendimiz’in dokunduğu bir taşa dokunma ihtimalinizin en yüksek olduğu yerdir. Her taşı her parçası öpülse haktır, ağlayarak yüz sürdük ancak iki kişinin sığabildiği mağaraya.

Umarız ve dileriz ki cümle canlara nasib olur aynel yakin görmek ve dahi sırrına ermek

Aşk ile ya huu

NOT: Sevr’e dair paylaştığımız bir video için tıklayınız