Yine bir def’a: Müşâhede iderem ki bir kaç muhteşem ‘azîzler bir yire cem’ olup tevhîd iderler. Ba’dehu İsmullâh sürüp “Kayyûm” ismin çekerler. Fakîreye dahi hitâb iderler ki: “Sen dahi “Kayyûm” ismin sür.” Şeyhüme ‘arz itdüm, “Kayyûm” ismin virdi. ••• Yine bir def’a ‘Îd-i şerîf gicesi ‘âlem-i bâtında görürem ki Habîb-i ekrem (salla’llâhu aleyhi ve sellem) hazretleri ve efendi hazretleri bir yirde otururlar. Habîbullahuñ mübârek başında siyâh dülbend var. Üzerinde kisve-i mübâreki ‘aselî renk. Hilye-i şerîfdeki şeklinde görürem. Ba’dehu Habîb-i Ekrem hazretleri bir filori çıkarup efendi hazretlerine virdiler. Anlar dahi bu fakîreye virdiler. Sag elüme alup bu filori elümde büyüdi. Bir büyük müdevver âyine gibi oldı. Ammâ rengi altundur, lîkin âyine mesâbesindedür. Gâyet mücellâ musaffâ ki ta’bîri mümkin degül. Elümde tutarken hâtıruma hutûr itdi ki “gâlibâ bu âyinedür ki Cemâl-i Hazretullâh müşâhede olınur” diyü. Âyine elümde kaldı. Uyandım…
Yine bir kere: Gördüm ki bir kaç muhteşem aziz bir yere toplanıp kelime-i tevhidi zikrederler. Sonra İsmullahı sürüp “Kayyûm” ismini çekerler. Fakîreye de “Sen de “Kayyûm” ismini zikret” derler. Şeyhine sordum, “Kayyûm” ismini verdi.
***
Yine bir kere: Bayram gecesi iç aleminde gördüm ki Habib-i Ekrem (s.a.s.) hazretleri ve efendi hazretleri bir yerde otururlar. Habibullah’ın başında siyah tülbent var. Üzerinde bal renkli mübarek giysisi. Hilye’deki şeklinde görüyorum. Sonra peygamber hazretleri bir altın para çıkarıp efendi hazretlerine, onlar da fakîreye verdiler. Sağ elime aldım. Bu para elimde büyüdü. Bir büyük yuvarlak ayna gibi oldu. Rengi altın ama ayna gibi. Öyle, saf, öyle parlak ki anlatması mümkün değil. Elimde tutarken aklıma düştü ki “Galiba Hazret-i Allah’ın cemalinin görüldüğü ayna budur.” Ayna elimde kaldı. Uyanıverdim…
Gönül âyinesin sûfî, eğer kılar isen sâfî, açılır sana bir kapı, ayân olur Cemâlullah…
* Seb’a esmâ ile isim süren tarîk-i halvetîyye meşâyıhından İbrâhim Şevkî Efendi’nin bir nutk-u şerifini, aziz ziyaretçilerimize zevk-i tehattur olsun deyu ikram etmek dileriz:
İkinci esmâya mazhar olasın
Uyarıp kalbini hakkı bulasın
Levvâme’den mülhime’ye varasın
Devam et zikrine eyleyip uzlet
Geceyi gündüz et uyuma yâhû
Safâlansın ruhun vurup darb-ı hû
Hicâblar kalkacak bir makâmdır bu
Ayân olsun sana vech-i hüviyyet
Hak ile Hak olup Hak ismini sür
Ene’l-Hak şerâbın içip Hakk’ı gör
Vâkıf ol sırrına mâsivâyı sür
Bulasın sırrında dost ile halvet
Alıp Hay ismini Hak ile hayyol
Karış evliyâya velâyeti bul
Lâ-mekân şehrine bulup özge yol
Hafâdan ahfâya eyleyip hicret
Aceb safâlıdır makam-ı Kayyûm
Çok hikmet gösterir devâm-ı Kayyûm
Bir bahr-i âzamdır hitâm-ı Kayyûm
Bunda cem’ oluptur farz ile sünnet
Yedinci makamdır makam-ı Kahhâr
Ne yâr vardır bunda ve ne de ağyâr
Bundan öte vardır nice bin esrâr
Her biri bir yüzden gösterir hikmet
Cem’ul-cem’ âleminde olasın
Rızâ-yı Mevlâ’yı onda bulasın
Gâhî cem’e gâhî farka gelesin
Ey Şevkıyâ işte böyledir vahdet