Şemsî

Turuk-u aliyye’den Halvetiyye Şemsiyye kolu Piri
Hazret-i Ahmed Şemseddin Ebû’s-Senâ bin Muhammed es-Sivâsî

Hamdun lillahi vasıl-ı didâra hak olduk bu gün. Küllü müşkül hallolup esrar-ı hakkı bildik bu gün. Bade-i aşk-ı ilahiyi şükr ü nûş ettik bu gün. Masivadan el çeküb mest-i ebed olduk bu gün… 

Bu dem geldim bilip suçum Şefâat yâ Resûlallâh
Garîk-i bahr-i isyânem harîk-i nâr-ı hicrânım
Fakîrim zâr u giryânım Şefâat yâ Resûlallâh
Yolum seddeyledi ağyâr kılıp gurbette işim zâr
Elim tut lutf ile kurtar Şefâat yâ Resûlallâh
Ne itdim ise ben itdim ya geldim nefse zulm itdim
Henüz cürmüm bilip geldim Şefâat yâ Resûlallâh
Ne ilmim var ne a’mâlim perîşân cümle ahvâlim
Dolu vesvâs ile bâlim Şefâat yâ Resûlallâh
Bu Şemsî abd-i âbıkdur ne itsen ana lâyıkdur
Velî yolunda sâdıkdır Şefâat yâ Resûlallâh


Vâsıl olmaz kimse Hakk’a cümleden dûr olmadan
Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pürnûr olmadan
Sür çıkar ağyarı dilden tâ tecelli ede Hak
Pâdişah konmaz seraya hâne ma’mur olmadan
“Mûtu kable en temûtu” sırrına mazhar olan
Bunda gördü haşr ü neşri nefha-i sûr olmadan
Mest olan mestâne geldi tâ ezelden tâ ebed
İçtiler aşkın şarabın âb-ı engûr olmadan
Sen müyesser eyle Yârab bizlere beytin tavaf
İlmin ile âmil eyle vâde tekmil olmadan
Hak cemâlin Kâbesini kıldı âşıklar tavaf
Yerde kâbe gökyüzünde Beyt-i Ma’mur olmadan
Mest olanların kelâmı kendinden gelmez velî
Pes “ene’l Hakk” nice söyler kişi Mansûr olmadan
Bir acep sevdaya düşmüş tutuşur Şemsî müdâm
Hakk’a makbul olmak ister halka menfur olmadan
[1520-Tokat 1597-Sivas]
Fatihayla rûhumu şâd ideler
Kabrimün viranın âbâd ideler

Hazret-i Pir Efendimiz dest-giri münirimiz ola. Sadat-ı kiram Efendilerimizin safa-nazarları ferahyab ve feyz-yab eyleye. Hazretimin himmet-i âlilerinin üzerlerimize sâyeban olmaklığı için, ruhu Tayyibelerinin bu niyazdan haberdâr olmaklığı için, bilhassa Allah rızası için El-Fatiha


Bi ismi zâtike, Ya Allah huu