Dervişim Gel


Dervişim,
Gel Allah Allah diyelim, Hakka verdiğimiz ahdi güdelim
Gel yâne yâne dönelim, aşk şerabın kane kane içelim

himmet193

Bir gece vakti, tenhalarda dünya gözünü kapatıp can kulağı ile dinleyenler ile
bu dünyaya sürgüne gönderilmiş ruh ve Rabbi arasındaki bağı bildiğimiz musikiden, Uşşak makamında dokuz dakikayı beraber geçirmek, geçmekte olan demi, sâfayı deryaya erdirmek, ehline vardırmak dileriz. Dilimiz damakta, canlarla tevhid eylemek niyetindeyiz…

Yoldaşım gel, Allah Allah diyelim / Hakka verdiğimiz ahdi güdelim
Allah adın daima zikredelim / Her iş Allah’tandır ânı bilelim
Kimseyi hor görme aybın söyleme / Kaç yalandan Hakk’a hiç şirk eyleme
Hem gönül kırma ki bir fahreyleme / Kalpte asla bir fenalık gizleme
Dervişim gel, yâne yâne dönelim / Aşk şerabın kane kane içelim
Elele Ken’an tutup seyredelim / Dost cemalin aşk ile tavaf edelim

Bu yolda, cezaya uğrama korkusu da mükafata varma arzusu da menfaatperestliktir, çıkarcılıktır. Dervişe lazım olan Takva’yı Allah’ın rızasını kaybetme, hoşnutluğundan uzak düşme endişesi ile doğru yaşamaktır. Bunu yaparken de doğruları kendimiz tayin etmeden “festakim kema umirte” fermanınca emrolunduğumuz gibi istikamet sahibi olmak gerek…

Ne kadar istikamet üzre olduğumuzu anlamak için basit bir sınama; Engin gönüllü Hak âşıkları der ki: “Kendisinin mânevî durumunu merak eden kimseler, uyandığında aklına gelen ilk düşüncenin ne olduğuna bakıversin.” 

Bu istikamet üzre yaşarken himmet ve hasret kaynaşır da Hakka varan yolda, yol almamıza bir adım daha ileri gitmemize vesile olur niyazıyla

Vakt-i şerif, Cuma, ömür ve şahsiyetlerimiz,
ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola,
 
Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola
Şefaat û nebi cümlemize nasib ola efendim

Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim “