Ankâzâde Halîl Efendi Köstendilî’nin dervişi Tûti İhsan Efendi’ye yazmış olduğu mürşîdâne mektupların kırkıncısıdır.
Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemîn, İlahen, Vahiden, Ehâden, Sameden, Gâdiren, Gahharan, Settârâ, hasbûnallahü li dıninâ, hasbünallahü li dünyâna, hasbünallahü lima ehemmenâ, hasbünallahü limen begâ aleynâ, hasbünallahü limen hasedenâ, hasbünallahü limen kâdenâ bi sû’in, hasbünallahü i’ndelmevt, hasbünallahü indel kabir, hasbünallahü indel mesâil, hasbünallahü indel hısâb, hasbünallahü indel mizân, hasbünallahü indes-sırât, hasbünallahü indel cenneti ve’n-nar, hasbünallahü indel likâ, hasbünallahü ve kefa, hasbünallahü ni’mel Mevlâ ne ni’men naşir.
Hamd âlemlerin rabbi Allah içindir. O Allah ki İlâh’tır, Vâhid’dir, Ehâd’dir, Samed’dir. Kadir, Kahhar ve Settar’dır. Allah bize dinimiz için kâfidir. Dünyamız için kâfidir. Her türlü sıkıntımız için kâfidir. Allah Teâlâ bize dinimiz için kifayet edicidir. Allah Teâlâ bize dünyamız için kâfidir. Allah Teâlâ tüm mühim olan işlerimizde bize zulüm ve haksızlık edecekler için ve bize kötülükle yaklaşacaklar, hased edecekler için bize kifayet eder. Allah Teâlâ kabre konulduğumuzda, sorgu ve suâl zamanında, hesap vaktinde, mizana getirildiğimizde ve sıratı geçişte bize kâfidir. Hak Teâlâ cennete yakın ve cehenneme uzak olmayı istediğimizde bize kâfidir. Allah Teâlâ kendisine kavuşulduğu zaman bize kâfidir. Hak Teâlâ her şeyiyle kâfidir. O ne güzel Mevlâ’dır ve ne güzel yardımcıdır. Ya men leyse ke mislihi şey’ün ve hûve semiu’l basir… Yef’alullahu ma yeşâü bi kudretihi ve yahkumu ma yuridu ve bi izzetihi… ela ilallahi tası’rul umür, küllü şeyin halikün illa vechehu lehül hükmü ve ileyhi türceün…
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin tıbbı’l-kulûbi ve devâihâ ve nuri’l-ebsâri ve zıyâihâ, ve afiyeti’l-ebdâni ve şifaihâ ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.
Esselâmu aleyküm Şeyh İhsan Efendi,
Cenâb-ı Hakk “Rakîb” ismi-i şerifinin tecellîsiyle sizleri muhasebe-i nefse muvaffak eylesin. “Mucîb” ism-i şerîfiyle dualarınızı makbûl eylesin. “Vâsi” ism-i şerîfiyle tüm darlıklarınıza genişlikler ihsan eylesin. “Bâis” ism-i şerîfiyle mazharı olduğumuz cevherin ve meşgul olduğunuz evrâd ü ezkânn sırrını sizde aşikâr eylesin. “Evvel” ve “Âhir” ism-i şerifleri yüzü suyu hürmetine evvelinizi ve âhirinizi mahza hayreylesin. “Vâris” ism-i şerîfiyle dâima sâlih ve âbid kullarının vârisi eylesin.
Şeyh Efendi… Kişi sevdiği ile beraberdir. “Elâ inne evliyâallah lâ havfün aleyhim ve lâhüm yahzenûn… Li men kâne lehu kalbün… fese’lü ehle’z-zikr…” Yâ Erhamerrahimin, kalbini ve gönlünü hep Senden yana ve Seni tercih etmek üzere sarfeden İhsan kardeşimin sadrını, îmânın nurlarına aç… Cemâlinin tecellîsiyle, sînesini pür nur eyle. Yâ nûran-nür, yâ nûran-nûr, yâ nûran- nûr… Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabbi’l âlemin… Errahmanirrahim… Mâliki yevmiddin… İyyâke na’büdü ve iyyâke neste’în… İhdinas-sırâta’l-mustakîm… Sırâtallezine en’amte aleyhim gayril mağdûbi aleyhim veleddâllin… Âmin.
Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berakâtuhû*
Bu mektubun bu şekliyle kalması daha uygun görüldü. Yukarıdaki Arapça dua metninin hulâsa olarak meali şöyledir: Ey kendisine asla benzeri ve misli olmayan O öyle Allahtır ki hakkıyla görendir, hakkıyla işitendir. Ey Hazret-i Allah, O Allah ki dilediği her şeyi kendi kudretiyle yapar, dilediği her şeye kendi galibiyet ve kudretiyle hükmeder. Bilmiş olasınız ki her şey Allah Teâlâ tarafına döner, her şey O’na rücû eder. Her şey fânidir. Helâk olucudur. Yalnız O’nun zâtı bakî, vechi bakîdir. Hüküm O’nundur ve öldükten sonra Allah Teâlâ’ya rücû edilecektir. O’na döndürüleceğimizden şüphe yoktur. Mektupta geçen diğer esmâ-ı ilâhîye, salât ü selâm ve zikredilen âyet-i kerimeler aynca tercüme edilmedi. Anladığımız kadarıyla şeyhle müridi arasında husûsî bir yazışmadır bu mektup. Tercüme edersek metin içerisindeki sırların aslî özelliklerini kaybetmesinden endişe ettik. Kırk mektup bu hal üzere sırlansın. Vesselâm.
Bir başka baharda buluşmak üzere…