Ey sevgi çemberinin mahremleri,
Sakın bu dünya, göze görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmayayım!
İşsiz kalırsanız bir iş bir vazife ararsınız. Uzaklarda bulunan bir dostunuz varsa adresini sorar ve kendisini bulup görmeye çalışırsınız ama gerçek dostunu kaybeden insan (ki bütün eğlenceler dostunu kaybeden insanın boşluğunu doldurmak için icad olunmuştur) Allah’ı kaybeden can, hatta hiç görmediği halde, neden arayıp görmek arzusunu iştiyakını duymaz?
Duymaz mısınız, Pirim Efendim Mısrî hazretleri asırlar öncesinden feryad ediyor:
İşit Niyazi’nin sözün: bir nesne örtmez Hak yüzün
Haktan ayan bir nesne yok, gözsüzlere pinhan imiş
“…Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.” [Hadid, 4] Siz neredesiniz?
Evet görmek yok, lakin görür gibi olmak var? Mümkün mü diyen canlar birazcık sayfa çevirip “ihsan nedir?” sualine bir cevap arayadursunlar huuu
Feryad-ı gam aşığa sermayeyi candır amma
Aşk ehline bütün dünya feryad ü figandır
Derd ehline derman yine derdindedir amma
Bi derd olanın bu alemde hali yamandır
Medet ya tabibel kulub…
Ey can! Sine-i sûzan, aşk-ı Rahman, muhabbet-i Yezdan, âyine-i devran sendedir. Aşk ile yan ki nur olasın.
Vakitler aşk ile dola da Cuma ve akibet hayrola,
Kainatın kalbinden, Beyt-i Atik civarından aşk u niyaz ederiz
Ne olur dua buyrun efendim, huu
MÜHİM NOT: Güzellik onların töresinde var ve Onsekiz Mevlevilerde uğurlu bir rakamdır. Mevlevilerin kendileri de uğurludur. Günümüzün toplumunda kendilerini yanlışlıkla Mevlevi sayanların da bir gün uğur ve feyz sahibi olacakları umulur. Bu düşünceden hareketli Habibi Kibriya Efendimiz’in, Cuma Evrâd-ı Şerifi’nden derlediğimiz 18 ismi ile süslediğimiz “KUTLU DOĞUM 1430” isimli sunumuza buradan ulaşabilirsiniz. Bu gayretimizin kemâle ermesine vesile görüş ve önerilerinize muntazırız.