[KISS.A.CI.K]
Dil-i mecrûhuma rahm eyle kalsın dâm-ı zülfünde
Şikeste-bâl olan murgu edip âzâd neylersin
Yaralı gönlüme acı, çok hasretlik çekmiş bağrı ezik aşığa merhamet eyle, bırak senin zülfünün tuzağında, saçının telinde kalıversin. Hem kanadı kırık kuşu âzâd edip de ne yapacaksın.
Ve nice sonra anladı: Uzandığı ruh, dokunduğu bedende değildi.
Meğer nefesle dirilip nefisten geçmeyene, gerçek duvağını açmaz imiş
İşte kısacık bir hayat hikâyesi...
[SÂKİN OL]
Artık kim hakikatleri idrak etmeyip ZANLARINI İLÂH EDİNİRSE görmemezlikten geldiği bütüne rağmen kendini örter. [Bakara:256'dan mülhem]
Vehm, kuruntu, zan, şüphe... Bütünle irtibatsız, cüz'i manâların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti, egonun sanal gerçeklik iddiası işte bu vehim ve güman, zan ve şüphe üstüne inşa ediliyor. Birliğe dahil, bütünlüğün içinde olduğu gerçeğine uyandıkça, bu tuhfe, hediye, ikrâm ile buzdan benlik dağı eriyip gidiyor sudan hikâyemizde
Sen yoksun o benlikler hep vehm ü gümânındır
Birden bire bul aşkı, bu tuhfe bulanındır
Beden ve zihnin ötesinde "bir ben var, benim içimde, benden öte, benden ziyâde" ilâhisiyle kendinden geçip kendini kâinattaki her şeyin bir hayal olduğu iddiasını kabul etmeye hazırlayabilirsin ancak bu hayale, yanılsamaya en aslî unsuru yani kendini dahil etmeyi büyük ihtimalle ihmâl edeceksin!
O'nun nuru gökleri (bilinç-manâ) ve yeri (beden-arz) içeriden çepeçevre, dışarıdan bütünüyle kuşatır da nasıl oluyorsa bir tek, bir ömür biriktirdiğin "ben olma alışkanlığına" egonun hüküm sürdüğü konfor alanına dokunmaz. Bütün varlık birliğin mülküdür amma etten duvarla çerçevesi çizilmiş benlik ülkesi, kurtarılmış bölgede kalarak müstesna sanal varlığını korur. Bu da egonun bize, uyanış rüyasını göstermesine benzer kendi rüyasında
Gerçekten şimdi ve burada olarak, vücudun içine dolan hava sûretindeki Rahmân'ın nefesini hissederek geçmişin gamından, geleceğin korkusundan âzâde ân-ı dâim farkındalığına şâhid olmalıyız
Ve içerideki koca oğlan hiç hoşlanmasa da "bilmiyorum" fotoğrafına daha çok şahid olmalıyız; bilmeme hâli müthiş bir rahatlıktır
Bilmiyorum, rahatsız da olmuyorum! Bu bizi zihin duvarının ötesinde taşıyacaktır çünkü zihin dâimâ bir sonuca varmaya, yorumlamaya, geçmişi yargılamaya, geleceğe hüküm bırakmaya çalışır.O bilmemekten, sessiz bir şâhid olmaktan korkar!
Güniçinde tamda kendini göstermek istediği zamanlarda bilmeme konusunda rahat olabildiğinizde, zihnin ötesine zaten geçmişsinizdir
Daha da ötesinde dalgasız, renksiz, sonsuz ve sınırsız lâ mekân yurdundaki, bilincin sâf hâli aynasında evvel ve âhirin, bâtın ve zâhirin sınırında benlik duvarını inşa eden insana güler durur içten içe
[ÂH NEREDE]
Bir gün yolda yine karşılaşıp mübarek ellerini öperek el pençe ile huzurunda durduğumda mübarek asasıyla kalbime işaret edip yine; “Benim
oğlum! Allah nerededir?” deyip ilâhisini söyleyerek geçip gitti.
Ben de “Efendimiz böyle
soruyor” diye validem merhumeye söylediğimde şöyle cevap verdi; “Benim
oğlum eğer bir daha kendileri ile müşerref olduğunda yine soru sorar ve derlerse
Allah nerededir? Sen de söyle ki, Allah sendedir, senin gönlündedir. Sonra ne
cevap buyururlar ise gel bana söyle” dedi.
Bir başka vakit yine yolda gördüğümde yine karşılaşma ve selamlaşma merasiminden sonra sözleri ile müşerref olduğumda aynı şekilde buyurdular: “Oğlum! Allah nerdedir?” Ben de cevap
verdim. “Allah sende, senin gönlündedir” dediğimde tebessüm edip dedi: “Bu senin cevabın değil. Bunu sana zâhiri hatun kişi ancak batını er kişi biri öğretmiş” diye buyurdu ve ilâhîsine devâm eyledi:
Bir kez ol âgâh gönül
En yüce dergâh gönül
Taht-ı şahinşâh gönül
Sendedir Allah gönül
Âh evlâdım,
Rûh-ı Sultân evdedir, uzak ülkelerde olan bizleriz. O sana şah damarından daha yakın olduğu halde sen fikir okunu uzağa attın; ey yayı ve okları yapan, av yakındı... Ama sen oku uzağa attın.
Kayıp olan aranır, arandıkça aradaki mesâfeyi açtığını bir bilebilsen! İlle de aramaya meraklıysan kendini ara; bulduğunda bak bakalım sen kimsin?
Kabe inşâ-yı Halîl'dir sendedir beyt-i Celîl
Sensin Allah'ın delîli, Rûh-ı Sultân el-meded
[ÂH:NEREDE]
Güvendiğim bir Sensin
Övündüğüm tek Sensin
Tapındığım Hak Sensin
Gam kasâvet nerede
Susuyorum adına
Can atarım tadına
Seviyorum andıkça
Böyle bir ad nerede
Hava değil nûrunu
Alıyorum her nefes
Doluyorum tadınla
Böyle bir tad nerede
Nûrun sarmış rûhumu
Okşuyor her uzvumu
Vecd içinde her nefes
Böyle hayat nerede
El üstünde elimsin
Göz üstünde gözümsün
Sen benim can özümsün
Böyle varlık nerede
Ayrılmaz bir yakınlık
Tükenmez bir alâka
Hüküm sürer arada
Böyle dostluk nerede
El çekmez hiç kulundan
Tutmuş yeder kolundan
Bıkmaz O hiç birinden
Böyle sâhip nerede
Önümdesin her bir an
Gözümdesin her zaman
Aydınlanır her yanım
Yok karanlık nerede
Tutulmuşum ezelde
Alevlerim yürekte
Sürecek tâ ebede
Böyle ateş nerede
Sönmeyince yangınım
Uçmayınca hep külüm
Bitmeyince benliğim
Rahat, huzur nerede
Susuyorum andıkça
Yanıyorum sardıkça
Seviyorum yandıkça
Buna kanmak nerede
Gönlüm dolu sevginle
Fikrim meşgul Seninle
İşim gücüm Seninle
Başka bir iş nerede
İçim Senle doluyken
Seninle iç içeyken
Yine müştâkım Sana
Peki vuslat nerede
Tam bulunca ben Seni
Kaybederim kendimi
Ben ararken kendimi
Buluşmak da nerede
Bir tek varlık, hep yokluk
Bir tek emel, hep boşluk
Tâ ezelden koşuştuk
Sükûn, âram nerede
Dert, firkattir başka yok
Emel, vuslat gayri yok
Her iptilâ bahane
Başka bir dert nerede
Peşindeyiz her nefes
Yolundayız her nefes
Ne durmak var, dinlenme
Yok yorgunluk, nerede
Yenilenir her nefes
Hep artar hiç eksilmez
Gayretimiz, şevkimiz
Böyle bir yol nerede
Doymam ki ben hiç asla
Câzibene Allahım
İçimde olsan ne boş
Dışında hoş nerede
Mutlu bu kulluk bana
Minnet, şükür, hep Sana
İftiharım yokluğum
Başka bir şey nerede
Acıyıp kurtaracak
Yaraları saracak
Bir tek Sensin dünyada
Başka bir el, nerede
Bütün kuvvet elinde
Bütün sözler sözünde
Bütün gözler gözünde
Başka ümmîd nerede
[OKU-II]
Sistemde eksik, kusur, kötü, çirkin, yanlış, abes yok, yayın mükemmel senin zihninde oluşan görüntüde bir kusur varsa alıcının ayarları ile oyna! Bakışını, duyuşunu, bilişini temizle, bilincini arındır o zaman sen de kendini birliğe dahil ve bütünün içinde hissedeceksin, hayat ve sistem sana rağmen değil seninle birlikte akacak
Bu akışı kolaylaştıracak 3 ip uzatalım meraklısına: 🎶Her zaman ve her yerde, iyi ve güzel düşün iyi ve güzel söyle iyi ve güzel fiilde bulun 🎶Emin, güvenilir kişi ol; önce kendine ve sonra âleme asla yalan söyleme, Allah'ı kandıramazsın! 🎶Her eşyanın, her insanın, her canlının, her olayın kısaca herşeyin iyi tarafından bak ve güzel tarafını gör!
Kimse hakkında asla kötü düşünme, devamlı iyi düşün çünkü sen düşünceden ibâretsin, sonsuz-sınırsız manâ denizinde bütün ihtimaller hazır, dışarıda ne görmek istediğini içeride çoğaltarak sen belirliyor olmayasın!
Bu tavsiyeyi birkaç ay dene hep hayır ve güzellik göreceksin neden çünkü zihnin temizlendikçe, bilincin arındıkça Allah'a karışıyorsun!
Gerçekten bilincini arındıran kurtulmuştur. Onu (bilincine) gömüp gizleyerek (dürtüleriyle nefsani tabiatına, sahte benliğine uyarak) yaşayan ise gerçekten kaybetmiştir. [Şems:9-10]
Allah sisteminde, yanlış ve kusur, eksik ve çirkin, öylesine hiçbir boş iş yok! Yanlış bizim zanlarımızdan doğuyor. Varsa bir kusur kirlenmiş zihinden kaynaklı sistemi okuma hatasıdır.
Bütün mesele bu zanlardan, bir ömür biriktirdiğimiz kendimizi bir ve bütün olandan ayrı gördüğümüz "ben olma alışkanlığından" kurtulmaktır. Eh hiç de kolay değil elbet ama siz şu üç ipe sıkı tutunun hele; niyetimiz, gayretimiz, düşüncemiz kadar varız nihâyetinde!
Bir ömür süren aldatıcı ben rüyâsından uyanmak mı istiyorsun? Uyandıracak sözler, insanlar çıkar karşına. Dünya mı istiyorsun? İmkanlar çıkar karşına. Başına gelen her şeyi elbette O yarattı ammâ hepsini bir sebep üzerine! Kader, gayrete aşıktır anla artık!
Her ne istiyorsan şu hayatta, sadece düşün, niyet et ve gayretle, azimle yola çık. Bak nasıl da karşına çıkıyor bulman gerekenler ve nasılda kapılar, yollar sonuna kadar açılıyor. Sadece arınmış bir bilinç ve temiz bir kalple gönülden iste yeter güzeller güzeli..